İnsan İlişkilerinin Nörobilimi – Bağlanma ve Sosyal Beynin Gelişimi

Bağlanma İnsan ilişkilerinin NörobilimiBu yazıda Louis Cozolino tarafından kaleme alınan İnsan İlişkilerinin Nörobilimi – Bağlanma ve Sosyal Beynin Gelişimi isimli kitabı değerlendirmeye çalışacağım. Elimde Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Mayıs 2014 baskısı mevcut. Editörlüğünü Tahir Özakkaş, çevirisini ise Mirel Benveniste’nin yaptığı kitap toplamda 514 sayfa tutmaktadır. Kitapta 1455 farklı kaynaktan yararlanılmış, son 73 sayfada kaynaklar liste halinde bulunmaktadır.

Tahir Özakkaş’ın sunuş yazısıyla başlayan kitap toplamda 6 kısımdan ve 23 bölümden oluşmaktadır. Daha çok alanda çalışan uzmanlara hitap eden kitap çok kıymetli bilgiler içermektedir. Şimdi kısaca kitabın içeriğine ana başlıklarıyla birlikte göz atalım.

  1. Sosyal Nörobilimin Doğuşu

Bu bölümde sosyal beyin ve evrimleşen beyin konularından bahsedilmektedir. Sinaptik iletişim kuran nöronlar ve kişilerarası iletişimin benzerliğine değinilmektedir. Diğer nöronlarla iletişim kurmayanBağlanma İnsan İlişkilerinin Nörobilimi nöronların başına ne geliyorsa aynı durumdaki insanın da başına aynı şey geliyor mesajı verilmektedir. Apoptoz denilen hücre ölümü ile depresyon ve intihar arasında bir ilişki kuran Cozolino bu durumu, yani hücre iletişimi ve insan iletişimi arasındaki benzerliği ‘sosyal sinaps’ kavramıyla izah etmiştir. Ona göre sosyal sinaps aramızdaki mesafedir. Ayrıca beynin uyumlanma konusundaki uzmanlığının hem avantajlarını hem de dezavantajlarını çok güzel örneklerle açıklığa kavuşturan Cozolino karmaşık nörobiyolojik bilgileri olabildiğince sade bir dille bizlere anlatmakta. Bu bölümün sonunda sormuş olduğu soruların bir kaçını burada belirtmek gerekirse;

  • Sosyal beyin hangi ağlardan oluşur?
  • Beyin, ilişkilerle nasıl tekrar tekrar yapılanmaktadır?
  • Beyinler an be an etkileşimlerle birbirini nasıl düzenler?

Sosyal beyin bölümünde Cozolino’nun şu cümlesi pek çok şeyi anlaşılır bir şekilde özetlemektedir; Doğada münferit bir nöron olmadığı gibi münferit bir insan beyni de yoktur. Bakımla hayatta kalan insan beyni üzerine detaylı bilgileri bu bölümde okuyabilirsiniz.

Evrimleşen beyin bölümünde ise diğer canlılarla insan türü arasındaki farklılıkların aslında bizi zamanla sosyal birer varlık olmaya ittiğini izah etmektedir. Her ne kadar evrim konusunda yazarla taban tabana zıt düşünsem de belirli organların hayvanlarda ve insanlarda farklılaşması ve sosyal sinaps perspektifinden izah edilmesi çok hoş olmuş diyebilirim. Özellikle göz üzerinden yapılan örnek çok güzel duruyor. Bölümün devamında MacLean tarafından ortaya atılan üçlü beyin modeli konusuna değinilmektedir. Beyin kökü, limbik sistem ve korteks konularından bahsedilmekte ve aralarındaki ilişkiye değinilmektedir. Yarım kürelerin uzmanlaşma süreci ve sosyal iletişimin evrimi konularıyla Sosyal Nörobilimin Doğuşu bölümü sona ermektedir.

  1. Sosyal Beynin Yapıları ve İşlevleri

Bu bölüm 3 başlıktan oluşmakta ve ilk başlığımız Gelişen Beyin hakkında. Nöronlar, genler, sinir sistemi ve nöral ağlar konularında verilen bilgilerin ardından ergen ve yetişkin beyni konusunda bilgiler zaman zaman tablolar aracılığıyla verilmektedir. Özellikle kitapta yararlanılan tablolar ve resimler konuların anlaşılmasını kolaylaştırıyor fakat bana göre daha fazla yer verilmesi gerekirdi. Diğer bölümde sosyal beyin küçük bir taslak olarak ele alınmış ve sosyal beynin yapıları ve sistemleri küçük bir tablo halinde verilmiş. Bu yapılar aynı zamanda ilgili resimlerle de desteklenerek açıklanmış. Bu bölümde verilen bilgileri maddeler halinde aşağıda görebilirsiniz;

  1. Kortikal ve alt kortikal yapılar,
  2. Orbital medyal prefrontal korteks,
  3. Somato-duyusal korteks,
  4. Singulat korteks,
  5. İnsula korteks,
  6. Amigdala,
  7. Hipokampus,
  8. Hipotalamus,
  9. Duyusal-duygusal ve motor sistemler,
  10. Yüz tanıma sistemleri,
  11. Ayna ve rezonans sistemleri,
  12. Stres düzenleme sistemleri,
  13. Korku düzenleme sistemleri,
  14. Sosyal katılım sistemleri,
  15. Sosyal güdülenme sistemleri.

Sosyal ve duygusal işlevlerin yarım kürelere dağılımı bölümünde sağ ve sol yarımküre eğilimleri hakkında detaylı bilgiler yine tablolar ve resimlerden yararlanılarak verilmiştir.

  1. Sosyal Sinaps Köprüsü

Kitabın bu kısmında 5 alt bölüm bulunmakta;

Deneyime bağlı beyin esnekliği bölümünde annenin ve yenidoğan bebeğin beyin esnekliği konuları işlenmektedir. Devamında duygu düzenlemesi, sosyal katılım sistemi ve vagal sistem hakkında bilgiler tablolardan da faydalanılarak verilmiştir. Vagal tonun etkileri tablosunda yüksek ve düşük vagal ton hakkında bilgiler bulunmaktadır.

Bu kısımdaki bir diğer bölüm de refleksler ve içgüdüler hakkındadır. Bu bölümde kokular ve feromonlar, sesler ve görüntüler, dokunma, singulat korteks, duygusal kendilik ve diğer farkındalığı, iğsi hücreler konularında detaylı bilgiler bulunmaktadır.

Aşka Aşık adıyla karşımıza çıkan bir diğer bölüm içselleştirilmiş anne, ilişkilerin düzenleyici etkisi, nörokimyasal düzenleyiciler, endorfinler, oksitosin ve vazopresin, dopamin, sosyal güdülenme sistemi hakkında bilgilerden oluşmaktadır. Sosyal motivasyonun biyokimyası ve dopaminerjik ödül sistemi hakkında tablolar bulunmaktadır.

Örtülü Sosyal Bellek bölümünde çoklu bellek sistemleri hakkında bir tabloyla karşılaşıyorsunuz. Bu tabloda kısaca örtülü sosyal bellek ve açık sosyal bellek farklılıklarına vurgu yapılıyor. Bölümün diğer konuları; erken sosyal bellek, hatırlayamama, üst benlik ve aktarım hakkındadır.

Bağlanma Şekilleri bölümü ise hepimizin tahmin edeceği üzere Bowlby hakkındadır. John Bowlby ve bağlanma şeması hakkında bilgilerle başlayan bölüm bağlanma ölçümleri hakkında yapılan araştırmalarla devam etmektedir. Annelerin ve çocukların evde gözlemlenmesi, terk, stres ve birleşme hakkında bilgiler bu bölümün içeriğini oluşturmaktadır. Bağlanma araştırmalarıyla varılan sonuçlar tablo halinde belirtilmiştir. Bu bölümde bir başlık var ki kendi kendini izah etmekte ve ek bir açıklamaya ihtiyaç bulunmamaktadır: İlişkiler biyolojik yapılara dönüşür. Nasıl mı? Kitabı okuduğunuzda göreceksiniz.

  1. Sosyal Göz: Yüzlerin Dili

Kendi içinde dört bölümden oluşan bu kısımda iletişimin girift nörobiyolojisi sade bir dille anlatılsa da yine de teknik terimler bizi zorlamakta. Aslında kitabın geneline sinmiş olan bilimsel terminoloji alana aşina olmayanları doğal olarak zorlayacaktır. Alan derken psikolojiyi değil, nörobiyolojiyi kastediyorum. Bölüm görme duyusunun genel özellikleri hakkında bilgi vererek başlıyor. Gözbebeğinin büyümesi, yüzün kızarması, dikkat yönlendirme ve amigdala hakkında bilgilerle devam ediyor. Yüz tanıma sistemleri ve yüz ifadelerini anlamak konularında bilgiler bulunan bölümde yüz ifadelerinden hareketle duygusal ifadelere değinilmiştir.

Taklit ve Ayna Nöronlar bölümünde ise ayna nöronlar hakkında bilgi verildikten sonra motor öğrenme ve el kol hareketleriyle iletişim kurma hakkında bilgiler bulunmaktadır. Algı-eylem aynalama sistemlerinde kullanılan beyin bölgeleri tablo halinde verilmiştir.

Rezonans, Uyumlanma ve Empati bölümünde ise rezonans davranışları, uyumlanma ve duygusal bulaşıcılık konularından bahsedilmektedir. Taklit, rezonans ve empatide rol oynayan nöral devreler tablo halinde verilmiştir. Ayrıca yine bu bölümde insula korteksin işlevleri de tablo halinde bulunmaktadır.

  1. Sosyal Beyin Bozuklukları

Çocuklukta Yaşanan Stresin Etkileri bölümünde doğum öncesi stresi ve annenin depresyonu konusuna değinilmektedir. Deprese annelerin ve çocuklarının özellikleri tablo halinde belirtilmiş. Yine bir başka tabloda erken dönemde dokunmanın ve ilginin etkileri belirtilmiş.

Bu kısmın bir diğer bölümü İlişki Travması adı altında çocuk tacizi ve ihmal konularında bilgiler içermektedir. Taciz / İhmal nedeniyle beyin gelişiminde meydana gelen anormallikler konusu işlenmektedir. Diğer bölümlerde sosyal fobi ve beyin, kaygı ve korkuda amigdalanın rolü, borderline kişilik bozukluğu, kendine zarar verme davranışları, kendinden nefret etme, aşırı stres bozuklukları, antisosyal beyin, antisosyal kişilik bozukluğu, otizm, sosyal algı eksikliği, williams sendromu, konularından bahsedilmektedir.

  1. Sosyal Nöral Esneklik

Geldik kitabın son kısmına. Bu kısımda ilk bölüm Nöronlardan Öykülere adı altında deneyime bağlı beyinlerin çevresel sorunlara daha uyum sağlayıcı cevaplar verebildiği varsayımından bahsedilmektedir. Nöronlardaki 3 haberci sistem ve insanlardaki 3 haberci sistem konularını bu bölümde okuyabilirsiniz. Kitabın ilk bölümlerinde belirtildiği gibi nöronlar arası iletişim ve kişilerarası iletişim benzerliğine dikkat çekilmektedir. Tablolar halinde verilen bilgiler; Sosyal sinaps üzerinden iletişim mekanizmaları, kişilerarası bağlantıları ve düzenlemeyi teşvik eden içsel sistemler, nöronlarda ve insanlarda üç haberci sistem. Devamında öykülerin nöral ağ bütünleşmesinde ne kadar etkili olabildiğine dair güzel bilgiler bulunmaktadır. Özetle hikayeler iyileştirici etkiye sahiptir denebilir.

Kişilerarası Nörobiyolojinin Psikoterapideki Rolü başlığında bu kadar beyinle ilgili bilginin psikolojik yardım sürecinde ne işe yarayacağına dair fikirler bulabilirsiniz. Bu fikirleri Cozolino 6 madde halinde sıralamış. Şifa veren ilişkiler bölümünün ardından kitabımız sosyal beyin ve grup zihniyeti konularıyla sona eriyor.

Bu yazıda amacım bu kitabın bir özetini çıkarmak değil tanıtımını yapmaktır. Bu nedenle kitabın içeriği hakkında genel bilgiler vererek telif hakları ihlali niteliğinde etik sınırları zorlamamaya özen gösterdim. Şahsen ben bir klinik psikolog olarak çok faydalandım. Merak edenlere ve özellikle alanda çalışan dostlara öneririm. Eğer bir sorun olmazsa bir sonraki kitap tanıtımı yazım da benzer konuları içeren Kişilerarası Nörobiyoloji ve bağlanma konularını içeren bir kitap olacak. Bu yazı ile ilgili eleştirilerinizi benimle paylaşmanız beni mutlu edecektir.

Hakan Tokgöz

Klinik Psikolog / Konya

hakantkgz@gmail.com

https://www.instagram.com/psikologhakantokgoz/

İçindekiler

Yorum yaz

Tel