Hatırlayamadığımız Travmalar ve  11 İşareti – Gizli Güç

Hatırlayamadığımız TravmalarHatırlayamadığımız travmalar ruhumuzun derinliklerinde kalan bir balçık çukuru gibidir. An be an bizi içine çeker ve biz farkında bile olmadan kendimizi bu katran karası atmosferde bulabiliriz. Bir yanımız bu karanlıkla mücadele ederken bilinçli yanımız ise hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam etmeye çalışır. Sanırım hepimiz travmalarımız konusunda iyi kötü bir farkındalığa sahibiz. Fakat söz konusu hatırlanmayan, bir başka ifadeyle bilinç projektörlerinin aydınlatma alanı dışındaki travmalar olduğunda işler çok daha karmaşık hale gelir. Kompleks travma veya ilişkisel travma da denilen bu travmalar gizliden gizliye içeriden bizleri etkileyen, hiç haberimiz olmadan bizleri gafil avlayan bir yırtıcı gibidir. Bu gizli yanımız aynı zamanda enerjimizin de büyük bir kısmını kullanır.

Hatırlayamadığımız travmalar daha çok erken dönem çocukluk dönemi travmalarıdır. Söz öncesi dönem de dediğimiz henüz konuşmaya başlamadan önce yaşanan dönemi de kapsayan bu travmalar daha çok annenin bebeğin duygusal taleplerine duyarsız kalması (ihmal) veya bu taleplere çelişik yanıtlar vermesi (istismar) nedeniyle ortaya çıkar.

Bu konu çok su götürür. O yüzden kısa bir girişin ardından konumuza geçelim. Hatırlayamadığımız travmaların varlığını nasıl anlarız?

  1. İnsanları Memnun Etmeye Çalışmak

Hatırlayamadığımız Travmalar - MemnuniyetBakıcılarının ilgisini çekmek için büyük mücadeleler veren bir çocuk, bu ilgiyi ancak bakıcısının memnuniyetine bağlı olduğunu anladığında ötekileri memnun etme merkezli bir hayatın ilk adımları atılır. Sistem kurulumu başkalarıyla onları memnun etmek üzere bir ilişki kurmak üzerine iletişim kurma şeklindedir. Eğer insanları kırmamak adına kendinizden çok fazla taviz veriyorsanız, hep üzülen siz oluyorsanız hatırlayamadığınız travmalar olabilir.

  1. Mükemmeliyetçilik – Hatırlayamadığımız Travmalar

MükemmeliyetçilikAnne babanın kısıtlı ilgisini ve sevgisini kazanmanın bir yolu olarak sınıfının en iyi öğrencisi olmayı veya bir spor branşında altın madalya kazanmayı öğrenen çocuklardır. Ancak mükemmel olduklarında bu sınırlı ilgi ve sevgi ile muhatap olabilmektedirler. Bu çocuklar ancak mükemmel olduklarında duygusal ihmalden kurtulabilmekte ve bu sayede kendilerini sevilmeye layık görmektedirler. Eğer kendinize hiçbir şekilde hata yapma hakkı tanımıyorsanız, bir işi en iyi şekilde yapma konusunda ciddi endişeler yaşıyorsanız bu durumda hatırlayamadığınız travmalar söz konusu olabilir. Mükemmel, iyinin düşmanıdır.

  1. Kendini Sürekli Başkalarıyla Kıyaslamak

Hatırlayamadığımız Travmalar KıyaslamakKendinizi sürekli başkalarıyla mukayese ediyorsanız yine bu durumda da hatırlayamadığınız çocukluk travmalarından şüphelenebilirsiniz. Kendini başkalarıyla kıyaslayan pek çok kişi bu kıyası ne hikmetse hep kendi aleyhine sonuçlanacak şekilde yapmaktadır. Hep karşısındaki kişiyi kendisinden üstün görmek aynı zamanda bir özgüven problemine de işaret eder.

  1. İlişkiden Kaçınmak

Hatırlayamadığımız Travmalar - İlişkiden Kaçmakİncinme korkusu nedeniyle ilişkilerden uzak kalmak gibi bir huyunuz varsa hatırlayamadığınız travmalarınız olduğunu düşünebiliriz. Mümkün olduğunca konfor alanında garantili sosyal ilişkilerle hayatınıza devam etmek gibi bir alışkanlığınız varsa buraya da bir soru işareti bırakabiliriz. İncinen çocuk, hayatını incinmeme üzerine idame ettirme gayreti içerisinde olabilir. Zihnimizin derinliklerine kazınan bu hareket tarzı farkında olmadan bizi bugün hala etkilemeye devam ediyor olabilir.

  1. İlişkisiz Kalamamak

Hatırlayamadığımız Travmalar İlişkisiz KalamamakBir duygusal ilişki bittiğinde hemen bir başka ilişkiye atlamak gibi bir huyunuz varsa burada da geçmişin izine rastlamamız mümkün. Bir önceki maddenin aksine bu maddede tam tersi bir durum söz konusudur. Bağlanma travmalarının açtığı boşluğu doldurmak için böyle bir davranış sergiliyor olabilirsiniz. Sanki ancak bir ilişkinin içindeyken kendinizi gerçekten seviliyor ve değerli hissedebiliyorsunuz gibi düşünebiliriz. Farkında olarak veya olmayarak aşırı talepkâr bir iletişim tarzı benimseyerek bazen insanları kendinizden uzaklaştırabilirsiniz de.

  1. Sınır Sorunları – Hatırlayamadığımız Travmalar

Hayır DiyememekSınırlarınızı koruyamıyorsanız, hayır diyemiyorsanız, insanların sizi silindir gibi ezip geçmesine müsaade ediyorsanız hatırlayamadığınız travmaların olduğunu düşünebiliriz. Her ilişkide kaybeden taraf hep siz oluyorsanız, buraya da kocaman bir soru işareti bırakabiliriz. Bu durumun birinci madde ile benzer özellikler taşıdığını söyleyebiliriz. İnsanları memnun etmeye çalışmak demek aynı zamanda onlara karşı sınırlarımızın olabildiğince gevşek olması anlamına da gelmektedir. Ancak bu şekilde kabul görebileceğini öğrenen küçük çocuk, bu ilişki tarzını yaşamının geneline yayabilir. Tam tersi bir durum da söz konusudur. Sınırlarımızı aşırı bir şekilde korumak da geçmişten getirdiğimiz yaraların sonucu olabilir. Sınır öyle bir korunmaktadır ki sınırı geçen kuşlara bile ateş edilmektedir. Kendini koruma refleksi o denli gelişmiştir ki her hışırtıya ateş edilmektedir.

  1. Başkalarını Düzeltmeye Çalışmak

Aşırı YardımseverlikEğer kendi problemleriyle boğuşan bir bakıcıyla büyümek zorunda kalmışsanız başkalarına yardım etme ve onları iyileştirme ihtiyacınızı yetişkin ilişkilerine de taşıyabilirsiniz. Aşırı merhametliysek ve herkese yardım etmeye çalışıyorsak geçmişteki travmatik yaşantılardan bahsedebiliriz. Kendimize rağmen başkalarına yardım etmeye çalışmak son derece zararlıdır.

  1. Yeme Sorunları – Hatırlayamadığımız Travmalar

Hatırlayamadığımız Travmalar Yeme SorunlarıÇocukluk dönemi travmaları ile düzensiz yeme arasında güçlü bir bağlantı vardır. Rahatsız edici düşüncelerden ve çekilen acıdan kurtulmanın yolu olarak yeme davranışında bulunmak hepimizin malumudur. Örneğin tıkınırcasına yeme bozukluğu teşhisi konulan çoğu kişide çocukluk dönemi travmatik yaşantıları olduğu görülmüştür. Ayrıca kısıtlı yiyecek alımı da düşük özdeğer algısı ve travmatik yaşantılarla ilişkilidir. Yakın dönem çalışmalar, bazı çocuklarda stres nedeniyle iştah kaybı olduğunu ortaya koymuştur.

  1. Madde Kötüye Kullanımı

Zararlı AlışkanlıklarMadde kötüye kullanımı/bağımlılığı ile travma arasındaki ilişkiyi biliyoruz. Duygusal ve fiziksel acı yaşayan insanlar bu acıyı dindirmek için zararlı maddelere yönelebilmektedir. Bu durum da bağımlılığa kadar gidebilmektedir.

  1. Kaygı, Depresyon ve Öfke – Hatırlayamadığımız Travmalar

Hatırlayamadığımız Travmalar Kaygı Depresyon ÖfkeBazen kaygılı, depresif veya öfkeli hissetmek doğaldır. Hele bir de stresli bir ortamdaysak bu durum normaldir. Fakat bu duygular kronik bir hal almışsa ve geçmiyorsa travma kaynaklı olabilir. Eğer üzüldüğünüzde harap oluyorsanız, kızdığınızda deliriyorsanız ve merhametsizce saldırıya geçiyorsanız, korktuğunuzda dehşete düşüyorsanız o zaman buraya da güçlü bir soru işareti koyabiliriz. Kısacası duygularınızı düzenleyemiyorsanız yani duygularınızı sağlıklı hatlar içerisinde yaşayamıyorsanız geçmişteki travmalardan bahsedebiliriz. Sağlıklı bir şekilde öfkelenemiyorsak da bir sorun var demektir. Özellikle öfke konusuna özel bir önem veriyoruz. Haklarımızı koruma anlamında yeri geldiğinde agresif davranamıyorsak da bir soru işareti bırakabiliriz buraya.

  1. Yalnız Kalamıyorsak

Hatırlayamadığımız Travmalar Yalnız KalamamakKendinizle baş başa kalamıyorsanız, hayatınızı sürekli belirli etkinliklerle ve uğraşlarla doldurma ihtiyacı duyuyorsanız geçmişte yaşadığınız travmaların etkisinde olabilirsiniz. Aslında bu da bir kaçınma davranışıdır. Tıpkı madde bağımlılığı gibi sürekli aktivitelerle kendinizi uyuşturuyor olabilirsiniz. Kişinin kendisine dayanamaması söz konusudur. Bu dayanamama hali iki anlamdadır. Ya kişi kendisine tahammül edemez ya da kendi temellerine güvenemediği için kendisine dayanamaz. Bu durumlar da bize hatırlanmayan travmaları çağrıştırır.

Bağlanma travması, kompleks travma veya diğer bir ifadeyle ilişkisel travma hakkında kısaca bilgiler vermeye çalıştım.  Bu bilgileri sadece yetişkin dünyasına yansımaları bakımından ele almaya çalıştım. Yazımla ilgili her türlü görüş, öneri ve eleştirinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım. Bir sonraki yazımda buluşmak üzere. Selamlar.

Not: Aşağıda belirttiğim kaynaklar bölümünün haricinde iki isimden de kısa alıntılar yaptım. Prensip olarak yararlandığım tüm kaynakları yazılarımda belirtme titizliğindeyim. Bu nedenle alandaki faydalı çalışmaları nedeniyle Sümer ÖZTANRIÖVER ve Ahmet ÇORAK’a teşekkür etmek istiyorum.

Yararlandığım Kaynaklar:

https://www.psychologytoday.com/us/blog/invisible-bruises/202212/10-possible-signs-of-unhealed-attachment-trauma

https://www.choosingtherapy.com/attachment-trauma/

İçindekiler

3 Yorum

  1. Sevval 13 Ağustos 2024
  2. Sevval 13 Ağustos 2024
    • Hakan Tokgöz 26 Ekim 2024

Yorum yaz

Tel